Uzay Mekiği Discovery tarafından Dünya etrafındaki yörüngesine 24 Nisan 1990’da taşınan, Amerikalı astronom Edwin Hubble’ın adının verildiği Hubble Uzay Teleskobu uzaydaki 25’inci yılına girdi.
NASA, Hubble’ın 25’inci yılı anısına, İsveçli araştırmacı tarafından 1960’da bulunan ve daha sonra astronomların Westerlund 2 adını verdiği yıldız kümesinin görüntülerini yayımladı.
ABD’nin Baltimore kentindeki Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü’nde görev yapan astronom Marc Postman, Hubble’ın 25’inci yılıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Uzunca bir süre görev yapacağını biliyorduk. Ancak herhangi birinin, 25-30 yıl ömrü olacağını tahmin ettiğini sanmıyorum” ifadesini kullandı.
Uzayla ilgili pek çok bilinmezi aydınlatan yeryüzünün 569 kilometre yukarısındaki Hubble, 800 bin gök cisminde 1 milyon 200 binden fazla gözlemde bulundu.
“Compton Gama Işını Gözlemevi”, “Chandra X-ışını Gözlemevi” ve “Spitzer Uzay Teleskobu” projelerinden oluşan NASA’nın “Büyük Gözlemevleri” programının bir parçası olan Hubble Uzay Teleskobu, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) ortak çalışmasının ürünü.
Yeni teleskop planları
Öte yandan NASA, uzayda yaşamı araştırmak için 8,8 milyar dolara mal olan James Webb Teleskobu’nu 2018 yılında uzaya fırlatmayı planlanıyor.
Hubble’ın yerini alması planlanan James Webb Teleskobu, sahip olduğu teknolojiyle evrenin yaklaşık 13,7 milyar yıl önce oluşumuna sebep olan “Big Bang”den (Büyük Patlama) 200 milyon yıl sonraki halini inceleyebilecek.
NASA ayrıca, ABD Ulusal Keşif Bürosu (NRO) tarafından bağışlanan ve halen deposunda bulunan “Geniş Alan Kızılötesi Araştırma Teleskobu” ile “Astrofizik Odaklı Teleskop” (WFIRST-AFTA) adlı teleskoplarını da 2024 yılında uzaya yerleştirmeyi planlıyor.
Uzay mekik programına 2011 yılında son veren NASA’nın, “Orbiting Rainbows” konseptiyle ışığı yansıtmak için geleneksel ayna yerine daha çok milyonlarca küçük parçanın kullanıldığı deneysel teknolojiler yoluyla potansiyel teleskoplar üzerine bir çalışmasının daha olduğu belirtildi.
NASA’nın “Orbiting Rainbows” konseptinin, güneş sisteminin dışındaki gezegenlerin ve kızılötesi yabancı dünyaların aranmasında avantaj yarattığı kaydedildi.
Kaynak: AA